10 Temmuz 2013 Çarşamba

MUSTAFA ÖNSEL "SIRTLAN PUSUSU"NU YAZDI


     Balyoz davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Albay Mustafa Önsel, hayat hikayesini anlattığı kitabında Türk ordusuna yönelik tertibin kitabını yazdı. Önsel, KAYNAK YAYINLARI'ndan çıkan "Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu-Güneydoğu'dan Hasdal'a Bir Subayın Anıları" kitabında, ABD'nin TSK'yı neden hedef aldığından, Beşiktaş Adliyesi'ndeki savcılara ve komutanların tutuklanma hikayelerine kadar çok sayıda olay için önemli tespitler yaptı, önsel, tertip kapsamında gömülen mühimmatların tertipçiler tarafından gömüldüğünü ayrıntılarıyla aktardı.

     Kitabın önsözünü gazeteci Emin Çölaşan, takdim yazısını da Nihat Genç yazdı. "Mustafa önsel dört dörtlük kitap çıkarmış" diyen Çölaşan'ın önsözünden bazı bölümler şöyle:
     "İhaneti yaşıyoruz... Yüzlerce subayımız ve yurtsever aydınımız hapishanelerde çürütülürken, Apo'nun ve örgütünün keyfi gıcır... Mustafa Önsel'i bu kitabı nedeniyle içtenlikle kutluyorum... Bu kitap, 'Balyoz ve Ergenekon' sanıklarının cezaevlerinde yazdığı öteki güzel kitaplar gibi, kitaplıklarda ve belleklerde yerini alacaktır."

Tertipte ABD'nin rolü
     Yıllarca Güneydoğuda PKK'ya karşı mücadele eden Önsel, kitabında, TSK'ya yönelik tertiplerin perde arkasında ABD'nin olduğunu vurguladı, önsel'in kitapta yer alan değerlendirmeleri ve tespitlerinin satırbaşları şöyle:
     "ABD, NATO kapsamında Karadeniz'de daimi bir deniz üssü istiyordu. Bu istek uluslar arası antlaşmalar ileri sürülerek geri çevriliyor, bu sefer bölgede devamlı savaş gemisi dolaştırmak istiyor, ama o da aynı gerekçelerle kabul görmüyordu.

ABD'nin Karadeniz planı
     "...ABD'nin, dünya üzerinde giremediği tek deniz, Karadeniz'di. Bu nedenle burada bayrak göstermeyi bir prestij meselesi olarak görüyordu. Karadeniz'i bu yüzden'kara delik'olarak tanımlıyordu.
     ABD'liler bu'kara deliğin'oluşmasındaki en büyük etken olarak TSK'yı görüyordu.

Peşmerge devletinin önündeki engel TSK
     "Irak'ın kuzeyinde kuruluş hazırlığı yapılan, şu an için devlet olmanın bütün özelliklerini ABD korumasında elde eden Bölgesel Kürt Yönetimi'nin devlet ilanını mutlaka tanıyan bir Türkiye olmalıydı.
     Ama herkes biliyordu ki, er ya da geç atılacak bu adıma, mevcut yapısı göz önüne alındığında, TSK mutlaka karşı çıkacaktı. Halkın en çok güvendiği kurumun böyle bir direnci, Türk kamuoyunu da bu yönde etkileyeceği için iş akamete uğrayabilirdi. Onun için TSK'nın bu yapısı değişmeliydi..."

Tarafın kuruluşundaki ilgine'rastlantı'
     Mustafa Önsel, kitabında Taraf Gazetesi'nin kuruluşunun çok ilginç bir tarihe denk geldiğine dikkat çekmiş. ABD'nin TSK'yı zayıflatma girişimleri için medyanın rolünün önemli olduğunun altını çizen Önsel, gazetenin kuruluşunu kitabında şu sözlerle aktarıyor:
     "işte bu amaçtan yola çıkarak, Taraf isimli gazete, 15 Kasım 2007 tarihinde yayın hayatına başlatıldı. İlgi çekici olan nokta, bu tarihin, Bush-Erdoğan görüşmesinden tam on gün sonraya denk gelmesidir. Ne tesadüf değil mi(?)"
     Önsel'in yaptığı tespit şu açıdan önemli: Hükümetin en önemli destekçilerinden Fehmi Koru, 28 Ocak 2008 tarihinde Kanal 7 ekranından, 1 Şubat 2008 tarihinde de Yeni Şafak'taki köşesinden, Ergenekon operasyonlarının kararını 5 Kasım 2007 tarihinde Beyaz Saray'da gerçekleşen George Bush-Recep Tayyip Erdoğan görüşmesinde alındığını belirtmişti.

Neden silah değil de mühimmat çıkıyor?
     Mustafa Önsel kitabında önemli bir soruya da yanıt aradı. Albay Önsel, tertip boyunca gerçekleştirilen operasyonlarda yapılan kazıların sonucu bulunan mühimmatları hatırlatıyor ve "Gömenler kimlikleri ortaya çıkmasın diye silah değil mühimmat gömdü" gerçeğini aktarıyor. Mustafa Önsel'in gömülü mühimmatlarla ilgili yaptığı önemli tespitler şunlar: "Silah; mühimmat (mermi, bomba vs.) atan, bu anlamda uzun süreli kullanılabilen bir araçtır. Mühimmat ise çoğunlukla silahla birlikte kullanılan veya el bombası ve diğer patlayıcılar gibi bağımsız kullanılabilen, ancak bir kere atıldıktan sonra bir daha kullanılma imkanı olmayan materyallerdir. Yani bir kullanımlıktır.
     Normal terör örgütlerinde mutlaka silah çıkar; ama 'Ergenekon" ve türevi davalarda yapılan aramalarda bu söz konusu olmamıştır. Bu anlamda silah bulunmamasının açıklaması çok basittir. Çünkü bu gömüde çıkanları, var olduğu iddia edilen örgüt değil, böyle bir örgütün varlığını ispat etmek için azami gayret sarf edenler sağa sola gömmektedirler. Kimliklerinin ortaya çıkmaması için de silah değil mühimmat koymaktadırlar. Çünkü her silahın tek bir seri numarası vardır. Ve o numara başka bir silahta olamaz. "...mühimmatta hepsi farklı olan seri numarası değil, kafile numarası söz konusudur. Kafile numarası; aynı anda üretilen bütün bombalan verilen tek bir numaradır." Önsel, MKE'de üretilen çok sayıda mühimmatın, TSK dışında Emniyet'e de verildiğini belirtti.

-------------------------------------------------------------
Beşiktaş'ta Sırtlan Pususu Kitabını %25 İNDİRİMLİ Satın Almak için Tıklayın;